Yararlı Bilgiler



BUĞDAY

Yeryüzünde kültüre alınan ilk bitkilerden biri olan buğday, değişik iklim ve toprak koşullarında yetiştirilebilmesi, bileşiminde karbonhidrat, nişasta, protein, bazı vitamin ve mineral maddeleri bulundurması, değerli ve ucuz bir besin kaynağı olması bakımından hızla artan dünya nüfusunun beslenmesinde vazgeçilmez bir ürün özelliği taşımaktadır.


Ortalama 80-160 cm. kadar boy atan buğday bitkisinin boğumlu ve genellikle içi boş bir gövdesi, ince uzun yaprakları ve başakçıkları birleşmesiyle oluşmuş başak biçiminde çiçekleri vardır. Genellikle buğday tanesi 3-10 mm. Uzunluğunda 3-5 mm. çapındadır ve ortasında uzunlamasına bir yarık bulunmaktadır.


Buğday tarımında bölgedeki kış koşullarının şiddetine göre kışlık ve yazlık olmak üzere başlıca 2 tip ekim yapılır. Kışlık buğdayın ekim zamanı her yerde güz dönemi, özellikle Ekim ve Kasım aylarıdır. Yazlık buğday genellikle ilkbaharda daha çok Şubat ve Mart aylarında ekilse de kışın yumuşak geçtiği yerlerde güz ayında da ekim yapılabilmektedir.


Kuru iklimde yetişen buğdaylar genellikle sert tiptendir ve daha dayanıklıdır. Nemli iklimde yetişen buğdaylar ise daha yumuşak ve dayanıksızdır.


Üretilen ve büyük bölümü besin olarak tüketilen buğdayın yaklaşık %10’u tohumluk olarak saklanırken az bir bölümü de sanayide kullanılmakta, artıkları ise hayvan yemi olarak değerlendirilmektedir.


YULAF

Buğdaygiller familyasından olup, tarımda kullanılan türü Avena Sativa’dır. Türkiye’de İç Anadolu, Marmara ve Akdeniz bölgelerinde yetiştirilmektedir. Ortalama 50-150 cm boyunda, bir yıllık otsu bir tahıl bitkisidir.


Yulafın çiçek durumu arpa ve buğdaydan çok farklıdır, başak yerine bileşik salkım durumu yer alır. Başakçıklar 2-3 çiçekli olup, eksen üzerinde salkım şeklinde dizilmişlerdir. Dışları kılıfla (iç kavuz) örtülü olan bu tohumların ikisini (ya da üçünü) birden yeniden zarsı iki yaprak (dış kavuz) kuşatır.



ÇAVDAR

Buğdaygiller familyasından, unlu tane veren bir tahıl bitkisidir, esmer ve uzun tanelidir. Soğuğa en dayanıklı tahıl olan çavdar yüksek yerleri, kumlu ve gevşek toprakları sever. Genellikle 1-2 metre yüksekliğe ulaşan çavdarın görünümü Arpaya çok benzer. Taneleri Buğdaya göre daha ince uzun, kavuzları daha dar, kılçıkları da oldukça kısadır.


PİRİNÇ

Buğdaygillerden, kökleri bol su içinde yetişen Oryza sativa bitkisidir. Pirinç, Buğdaygiller familyasından mısır ve buğdaydan sonra en fazla ekimi yapılan otsu bir bitki türüdür. Dünya nüfusunun yarısından fazlası için beslenmede büyük bir önem taşır.


Pirinç, yeryüzünün en eski yiyeceklerinden biridir. 8000 yıldır Çin’de yenildiği Arkeolojik kayıtlardan bilinmektedir. Pirinç özellikle Güneydoğu Asya’da en yaygın ve çok sayıda yemek çeşidi bulunan bir gıda maddesidir, 7000 çeşidi vardır. Genellikle bol yağış alan tropik ve tropik altı iklimlerde, sulak çeltik tarlalarında yetiştirilir.



Yıllık bir bitkidir, çok sıcak bölgelerde iki yıllık da olabilir. Pirinç tarlaları uzaktan bataklığı andırır, bu yüzden sıtmaya sebep olduğundan yetiştirilmesi bazı şartlara bağlanmıştır. Buna rağmen yurdumuzda en çok yetiştirilen bitkilerdendir. Buğdaygiller familyasının öbür üyelerinde olduğu gibi boğumlu bir sapı (gövde) , boğumlardan çıkan ince uzun ve yassı yaprakları ve başakçıkların birleşmesiyle oluşan bileşik salkım bitiminde çiçek toplulukları vardır. Her salkımda ortalama 100-150 başakçık, her başakçıkta da tek bir çiçek bulunur. Çiçekler döllenerek taneleri (Tohum) oluşturur. Ortalama 5-15 mm uzunluğunda ve 2-4 mm genişliğindeki taneler kenarları üst üste binen iki kavuzla kaplıdır. Kavuzlu tanelere yaygın olarak "çeltik" adı verilir (bazen bitki de aynı adla anılır). Hasadın ardından elde edilen çeltik, kavuzları çıkartılarak parlatılır ve beyaz renkli pirinç tanelerine dönüştürülür. Tanelerin görünümünü düzeltmek amacıyla yapılan parlatma işlemi, aslında ürünün besleyici değerinin büyük ölçüde yitirilmesine neden olur. Çünkü bu işlem sırasında tanelerin yüzeyini çevreleyen protein, yağ, tiamin (B1 vitamini) niasin (nikotinik asit), riboflavin (B2 vitamini), demir ve kalsiyum'ca zengin dış katman kaybolur. Geriye yalnızca nişasta'ca zengin bir ürün kalır.


ARPA

Buğdaygiller familyasından, Hordeum sativum bitkisidir. Arpanın tarihçesi çok eskilere dayanmaktadır. Eski Mısır hiyerogliflerinde ve piramitlerinde arpa resimlerine rastlanmaktadır. Buğday kadar verimli olmamakla birlikte kıraç ve verimsiz topraklarda, farklı iklim şartları altında yetiştirilebildiği için dünya hububat üretiminde önemli bir yer tutmaktadır. Arpa başakları, uzun kılçıklı ve tek çiçeklidir. Yaprakları buğdaydan daha geniştir, boyu bir metre kadardır. 12’den fazla türü mevcut olan arpa, tane şekillerine göre üç ana grupta toplanabilir.


Beyaz arpalar: Kavuzunda ve tanenin diğer katlarında renklilik bulunmaz. Tane rengi yönünden dünyada en çok kültürü yapılan arpalar bu gruba girer.


Koyu renkli arpalar: Kavuzunda, meyve kabuğunda ve aleuron kısmında renk pigmentleri lokalize olmuştur. Tane renkli görülür, siyah renk genellikle hakimdir.


Çakır arpalar: Meyve kabuğu, özellikle aleuron katı renkli olan arpalara çakır arpa denir.



MÜSLİ VE FAYDALARI

Tahıllı gıdalar, yulaf, buğday, pirinç gibi gıdalar ve bunlardan elde edilen ürünlerdir. Tahıl tanesinin (kepek+nişastalı kısım+öz) tüm kısımlarını içerecek şekilde öğütülmesi ve hazırlanan ürünler ise tam tane tahıl ürünleri olarak tanımlanır. Müsli tam tane tahıl ürünüdür ve temel maddesi yulaf ezmesidir. Tam tane yulafın kısmen pişirilip iri parçacıklar halinde öğütülmesi ile elde edilir. Yulaf ezmesi buğday, çavdar gibi diğer tahıl ezmeleri ile karıştırılabilir. Ayrıca, doğal kurumuş meyve parçacıkları, bal, çikolata, pirinç patlağı, hindistan cevizi, mısır gevreği, süt tozu, peynir altı suyu, kakao yağı, kakao, pirinç unu, kurutulmuş malt özü gibi gıdalarla çeşitlendirilebilir.

• Kan kolesterol seviyesini düzenler

• Kan şekerini düzenler

• Tokluk duygusunu azaltır ve kilo kontrolünü sağlar

• Kalın bağırsak asisteminin sağlığını korur

• Kanser gibi hastalıkların oluşum riskini azaltır